Türkiye’nin ilk Anayasası 137 yıl önce ilan edilmişti

Türkiye’nin ilk Anayasası 137 yıl önce ilan edilmişti
Türkiye’nin ilk Anayasası 137 yıl önce ilan edilmişti

Türkiye’nin, ilk Anayasası da olan Kanunu Esasi’nin metni “119 maddedir ve genel olarak maddeler, Osmanlı halkının temek hak ve hürriyetleri, vekil ve memurlar, ayan, mebusan ve umumi meclislerin durumu, mahkemeler, maliyenin durumu ve vilayetlerin yeni şekli gibi madde başlıklarından oluşmaktadır.”

 Emre Gül/ Tarih Dosyası/ Dünya Bülteni
Tanzimat döneminde ortaya çıkan ilk büyük muhalefet hareketi Genç Osmanlılar, anayasalı bir rejimin ve hükümeti denetleyecek bir meclisin kurulmasını istiyorlardı. Bu amaçlarına ise valilik hizmetlerinde bulunan ve “Şura-yı Devlet” yani “Danıştay” Başkanlığı’na atanan Midhat Paşa’nın önderliğinde ulaşacaklardı. Genç Osmanlılar Hareketi’nin, Sultan Abdülaziz’i ve Sadrazam Mahmud Nedim Paşa Hükümeti’ni alaşağı edebilecek kadroları yoktu. Ordunun üst kademeleri de henüz bir darbe yapacak güçte olmadığı için “büyük bir halk eylemi” yoluyla amaçlarına ulaşmayı düşündüler. Nitekim bunlar tarafından para karşılığı kışkırtılan medrese (üniversite) öğrencileri sokağa döküldüler. Halktan bazı kesimlerin de bunlara katılması sonucunda olaylar büyüdü.
Sultan 4.Murad
Bunun üzerine Sultan Abdülaziz, Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’yı azletti ve yerine Mütercim Mehmet Rüştü Paşa’yı atadı. Muhalif hareketin önde gelenlerinden Midhat Paşa, Heyet-i Vükela üyesi oldu. Böylece hükümet değişikliği sağlandı ve ikinci aşamada Sultan Abdülaziz, bir darbe ile tahttan indirilerek yerine V.Murad geçirildi. Fakat V. Murad’ın ruh ve akıl sağlığının bozulması hesapları bir süre için alt üst etti. Anayasalı ve meşruti bir idarenin kurulması yönündeki çalışmalar tehlikeye düşebilirdi. Fakat bu düğüm, Dolmabahçe Sarayı’nda Veliahd Şehzade Abdülhamid Efendi ve Midhat Paşa arasındaki ikili görüşmelerin, anayasalı meşruti bir rejimin ilan edilmesi yönündeki uzlaşısıyla çözüldü.
Sultan 2.Abdülhamid
Veliahd Şehzade, “II. Abdülhamid” ünvanıyla tahta oturdu ve Meşrutiyetin ilanı için hazırlıklara başlanılması ve anayasanın hazırlanması için, 30 Eylül 1876 tarihinde bir komisyon kurulmasını emretti. Sultan V. Murad’ın, 93 günlük saltanatının başlarından itibaren anayasa çalışmaları yapan Midhat Paşa’nın “Kanun-ı Cedit” adlı 57 maddelik çalışması ile birlikte birçok Anayasa taslağı daha ortaya çıktı. Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Said Paşa, 1814, 1830, 1875 Fransız Anayasalarını Türkçeye çevirdi ve bunlar Nazırlar tarafından da notlandırıldı. Nihayet bu taslaklar ışığında “Anayasa”yı hazırlamakla görevli resmi komisyon “Cemiyet-i Mahsusa” adıyla, 2 asker,  üçü Hıristiyan 16 sivil bürokrat ve ulemadan on kişi olmak üzere 28 üyesiyle çalışmalara başladı. Komisyon önceki taslaklardan ve bazı yabacı anayasalardan (Belçika, Polonya, Prusya vb.) da yararlanarak asıl anayasa tararsısını iki aylık bir mesainin ardından tamamladı. “Kanun-u Esasi” adıyla 140 madde olarak ortaya çıkan bu anayasa taslağı, Sadrazamlığa getirilmiş olan Midhat Paşa’nın başkanlığındaki Heyet-i Vükela’da da müzakare edildikten sonra 119 maddeye indirilerek padişahın onayına sunuldu.  
Sultan II. Abdülhamid’in Mabeyn-i Hümayun’dan Sadaret Makamı’na gönderdiği, Meşrutiyet’in ilanı için hazırlıklara başlanılması ve anayasanın hazırlanması için komisyon kurulmasını emrettiği 30 Eylül 1876 tarihli İrade-i Seniyye. Belgede özetle: “Osmanlı Devleti’nin diğer medeni devletler arasında hak ettiği yeri almasını sağlayacak bir anayasa ve Meclis-i Umumi oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Söz konusu anayasa taslağının hazırlanması ve meclisin oluşturulması için, ilmiye ve mülkiyeden bir komisyon oluşturulacak ve bu komisyonun çalışmaları Meclis-i Vükela’ca incelenip son şekli verildikten sonra padişahın onayına sunulacaktır. Anayasa ve meclis işe ilgili olarak yabancı devletlerin İstanbul’daki elçilerine de haber verilecektir. Bu çalışmalar Bosna-Hersek ve Bulgaristan için bağımsızlık taleplerinin de önüne geçebilecektir. Bu çerçevede hemen bu akşam ve yarın bir danışma meclisi toplanarak anayasa yazım komisyonunun üyelerini belirlemesi en acil hususlardandır. 11 Ramazan 1293/ 30 Eylül 1876” denilmektedir.
Kanun-u Esasi (İlk Anayasa) kitapçığının kapağı
Kanun-u Esasi’nin ilk sayfası
Türkiye’nin, ilk Anayasası da olan Kanunu Esasi’nin metni “119 maddedir ve genel olarak maddeler, Osmanlı halkının temek hak ve hürriyetleri, vekil ve memurlar, ayan, mebusan ve umumi meclislerin durumu, mahkemeler, maliyenin durumu ve vilayetlerin yeni şekli gibi madde başlıklarından oluşmaktadır.” Anayasa’nın 1. Maddesine göre; “Devlet-i Osmaniyye” ülkesiyle bölünmez bir bütündür. 2. Madde: “Devletin başkentinin İstanbul olduğunu ilan eder, “Saltanat ve Hilafet hakkı ve makamı Osmanoğulları soyuna ve bunun en büyük evladına aittir.” Denilen 3.Madde; saltanatın Osmanoğulları ailesine ait olduğunu ve padişahın aynı zamanda halife olduğunu vurgular, 8. Madde; Osmanlı halkının milliyeti ne olursa olsun “ Osmanlı” olarak tabir olunacağı” şeklinde vatandaşlığı tanımlar. 10 madde ise Osmanlı Devleti’nin dininin “İslam” olduğunu belirtir. Kanunu Esasi, metinden önce II. Abdülhamid’in bir Hatt-ı Hümayunu ile başlar ve bunun sonunda yeni idare şeklinin vatan ve millete hayırlı olması duasıyla sona erer.
Kaynaklar:
Bülent Tanör, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri (1789-1980), 1996.
Cengiz Göncü (ed.), Belgeler Ve Fotoğraflarla Meclis-i Mebusan (1877-1920), İstanbul, 2010

0 Comments:

Yorum Gönder