Hattat Mahmud Bedreddin Yazır' dan Rık´a


(1.Satır): İlâhi ! Hamdını sözüme sertâc[1] ettim. Zikrini kalbime mi’rac ettim. Kitabını kendime minhâc[2] ettim.

(2.Satır): Ben yoktum var ettin, varlığından haberdar ettin. Aşkınla gönlümü bî-karar[3] ettin. İnayetine sığındım

(3.Satır): Kapına geldim, hidayetine sığındım lütfuna geldim. Kulluk edemedim afvına geldim. Şaşırtma beni

(4. Satır): Doğruyu söylet. Neşveni[4] duyur hakîkati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam; sen

(5.Satır): Göstermezsen ben göremem, sen bildirmezsen ben bilemem. Sen söyletmezsen ben söyleyemem.

(6.Satır): Sen istetmezsen ben isteyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini,

(7.Satır): Yerdir bize hep yerdiklerini. Yâr et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini kâinata sevdirdin.

(8.Satır): Sevdin de hilkat[5] risâleti [6]giydirdin. Makâm-ı İbrahim’den makâm-ı Mahmud’a erdirdin. Server[7]-i asfiyâ[8] kıldın,

(9.Satır): Hâtemü’l- enbiyâ[9] kıldın. Muhammed Mustafa kıldın. Salât u selâm, tahiyyât[10] ü ikrâm, her türlü ihtirâm[11] ona,

(10.Satır): Onun bütün âl [12]u ashâb[13] u etbâına[14] Ya Rab.
--------------------------------
[1] Baş tacı olan. Çok sevilen. Hürmet edilen. En ileri.
[2] Yol. Açık ve belli yol.
[3] Kararsız.
[4] (Nişve - Nüşve) Sevinç, keyif.
[5] Doğuştan gelen vasıf. Yaratma. Yaratılış.
[6] Peygamberlik. Büyük kitapla gelen peygamberlik.
[7] Reis. Baş. Seyyid.
[8] Sâfiyet, takvâ ve kemâlât sâhibi ve Peygambere (A.S.M.) vâris olup, onun meslek ve gayelerini ihyaya ve tatbike çalışan muhakkik zatlar.
[9] Peygamberlerin en sonuncusu Hz. Muhammed (A.S.M.)
[10] Selâmlar. Duâlar.
[11] Hürmet olunmak, tazim olunmak, hürmet, saygı.
[12] Yüksek. Âlî. Yüce.
[13] Sahabeler, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (A.S.M.) görmüş ve mü'min olarak ona ve onun mesleğine bağlı kalmış olan zatlar. Bu kişiler, insanlık, doğruluk ve her türlü faziletlerde en ileri seviyede bulunan şahsiyetlerdir.
[14] Tâbi olanlar, bağlı olanlar, emri altında bulunanlar. (Cenâb-ı Hakka ve Resul-ü Ekreme (A.S.M.) tâbi ve muti olan veli bir üstâdın ve bir mürşid-i ekmelin gösterdiği Hak ve hakikat, iman ve Kur'ân yolunda gidenler, ona tâbi' olanlar.)

0 Comments:

Yorum Gönder