Hattat Mustafa Halim Özyazıcı' nın El Yazısı

Metinleri okumak için lütfen üzerlerine tıklayınız.




Beyân-ı manevi kâfi olaydı hilkat-ı âlem âtıl ve bâtıl olurdu. İlmin amel ile ve amelin ilim ile beraber bulunduğu, zira insaniyet eğer yalnız ilimden ibaret farz olunsa âlemde hiçbir şeyin vücud-ı hâricisi ve sûret-i zahiresi olmamak lazım gelir. O halde nev´in saadet-i dünyeviye ve uhreviyesini kâfil olan taabbüdatla o taabbüdât yolunda havâss-ı eşyadan istifâdeye aid teşebbüsât ve mesâî bî-manâ olurdu. Fevkalade şâyân-ı tezkir ve ihtâr bir keyfiyet budur ki maddiyyun akl-ı kamil için kābil-i inkār olmayan ruhaniyeti külliyen inkār eylediklerinden dünya ve ukbada büyük bir hata-i ihtiyar ve kendilerini ebedi surette azaba giriftâr ederler. Ama irfandan bî-behre oldukları halde ruhaniyyun namıyla kendilerini tezyine mâil olan bazı insanlar vardır ki umûr-ı dünyeviye için bile maddiyata asla ehemmiyet vermek istemezler de sehv ü hatada bulunurlar. Suver ve maddiyatın itibarsızlığı maddeten tesirsiz olduğundan değil belki ahvâl-i uhreviyyeye nisbeten fani bulunduklarındandır. En güzel meslek vasat ve meşrû´ olan tarikdir ki hem ruhaniyâtı, hem maddiyatı kabul ve ashabı ikisinin de lezzet-i mu´tekidânesiyle kesb -i safâ ve ibret eder.


Nemakahû’l -fakîr el-Hâcc Mustafa Halim Muallimü’l- Hüsn-i’l Hatt fî sanâyi-i´
Nefiseti’l-Akademiyye gufire zünûbuhu
1378

0 Comments:

Yorum Gönder